
HACCIN İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Hacca giden müslüman, Allah’ın kendisine verdiği vücut sağlığı ve mal zenginliği gibi nimetlerin şükrünü yerine getirmiş olur. Dünyanın dört bucağından hacca gelen müslümanlar, sayısız manevi kazançlarla dönerler. Diğer ülkelerde bulunan müslümanların ihtiyaçlarının neler olduğunu öğrenir ve onlarla ticari, sosyal ve kültürel bağlar kurarlar. Bu açıdan hac, uluslararası bir kongre niteliği taşır.
Müslümanlar birbirlerinin ihtiyaç ve sıkıntılarını öğrenip yardımlaşma yoluna giderler. Dünyanın her tarafından gelen diğer müslümanlarla tanışırlar. Ayrı dil ve renkteki insanlar İslam’ın birlik ve kardeşlik ilkesini yaşayarak gerçekleştirmeye çalışırlar. İnsanları birbirinden ayıran ırk, dil ve renk farklarını bir tarafa bırakarak, eşitlik duygusunu tadarlar. Aynı duygu ve heyecan içinde birlik ve beraberliklerini güçlendirirler. Böylece imanları tazelenir ve güçlenir.
Peygamberimiz; “Makbul bir haccın mükafatı ancak Cennet’tir” buyurmuştur. Bu ibadeti yaparken her seviyede insanın aynı kıyafete bürünmesi, öldükten sonra Allah’ın huzuruna çıkış gününü hatırlatır. İhrama girerek dünya elbiselerinden soyunan insan, günahlarından da sıyrılacak, bir daha günaha girmemek için gayret edecek, Allah’a dua ederek O’ndan af dileyecek ve olgun bir müslüman olmak için çalışacaktır.
Hac, insandaki şükür duygusunu artırır. Tevhid inancını ve dini duygularını çoğaltır. Hac, insanın manevi bir muhasebesini yapmasını sağlar. Bilgi ve görgüsünü artırır. Hac, insanları harcamaya kıyamadığı mallarını bu yolda harcaması nedeniyle cimrilikten kurtardığı gibi, cömertliğe de alıştırır. Alçak gönüllü olmasını sağlar. Çekingenliğini giderir. Toplum içinde birlikte yaşama duygusunu kuvvetlendirir. Hac ibadetini yapıp ülkesine döndükten sonra da, nefsine, ailesine ve içinde yaşadığı topluma karşı yapmakla zorunlu olduğu bir takım sorumluluklar yüklenmesini sağlar. Kişiye düzenli ve disiplinli yaşama bilinci kazandırır. Davranış ve hareketleriyle başkalarını üzmemeye çalışır. Kul hakkına saygı duyar. Hac’dan önceki yaşantısında var olan aşırılıkları atmasını sağlar.
Hac uyumlu bir yaşam biçimi kazandırır. İnsanı daha sabırlı yapar. Yaratıklara daha şefkatle yaklaşmasını sağlar. Böylece insan, toplumun sosyal dayanışmasına katkı sağlayacak önemli özellikler kazanır.
Hac, mü’minlerin samimi bir şekilde Allah’a yönelerek tevbelerinin kabul edilmesine ve günahlarının bağışlanmasına neden olur. Kutsal yerleri görmek, insana manevi bir heyecan vererek dini duyguları kuvvetlendirir. Yüce Allah’a ibadet etmenin sevincini yaşatır. Her çeşit kötü alışkanlıkların bırakılmasıyla ruhsal temizliğe yardım eder. Döndükten sonra da topluma en güzel örnek bir insan durumuna getirir. Kişinin kötülüklerden uzaklaşarak ahlaken olgunlaşmasını, iyiye ve güzelliğe ulaşmasını sağlar ve toplumun huzura kavuşmasına yardımcı olur
Hacca giden herkes ekonomik durumu ve makamı ne olursa olsun ihram denilen giysilere bürünür. Bu durum insanların eşitliğini vurgular.
İhramlı için en ufak bir canlıya bile zarar vermeme gibi konan yasaklar, onun bütün canlılara şefkat ve merhamet gösterme alışkanlığı kazanmasına yardımcı olur.
Hac zorluklara sabretme alışkanlığı kazandırır. İradeyi güçlendirir. En zor durumlarda bile kızmamak, öfkelenmemek ve sabırlı olmak gibi alışkanlıkların kazanılmasına yardımcı olur.
Hacda dünyanın her bir köşesinden gelen farklı kültür, dil, anlayış ve ırktan insanlarla birlikte olunur. Bu da insanı farklı anlayışların bulunduğu bir ortamda nasıl bir davranış içerisinde olması gerektiği konusunda eğitir.
Hacceden, Allah’la yakın ilişki içerisinde olduğunu daha derinden fark eder.
Belli farklılıkları sembolize eden ve insanlar arasında ayrımcı davranışlara neden olan elbise, ziynet eşyası gibi şeylerin çıkarılıp sade bir ihramla kalınması insanların gösterişten uzaklaşmasına da yardımcı olur. Bu durum insanlar arasında eşitlik bilincinin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunur.
İnsanların beyazlar içerisinde, toplu hâlde bulunmaları onlara ahiret gününü hatırlatır.
Hacda herkes aynı görünümdedir ve aynı amaç için bir araya gelmiştir. Ben, sen duygusunun yerini “biz” duygusu alır. Benlik ve bencillik duyguları da Mikat yerinde kalır.
Farklı ırk, dil ve kültürden insanların aynı amaç için bir araya gelmiş olmaları ve birlikte hareket etmeleri, aralarındaki kardeşliğin artmasını sağlar. Varsa yanlış anlamaların, önyargıların yok olmasına yardımcı olur. İnsanlar arasındaki iş birliğinin artırılması onların birbirlerini daha iyi tanımalarıyla sağlanabilir.
Hac, aynı amaç için bir araya gelmiş insanlar arasında yardımlaşma duygusunun artmasına da yardımcı olur. Bugünün zor koşullarında birbirlerine yardım ederler. Türk Kızılay Teşkilâtı’nın dil, ırk, kültür ve devlet farkı gözetmeksizin oradaki bütün hastalara yardımcı olması herkes tarafından takdirle karşılanmıştır. Hacda insanların birlikte dua etmeleri, mahşeri andıran bir kalabalıkta birbirlerine yardımcı olmaları dayanışma ruhunun canlı tutulmasına yardımcı olur. Hac, Müslümanlar arasında evrensel bir kardeşliğin oluşmasını ve devamını sağlar.